1952’de Fransız bir doktor olan Michel Pistor tarafından geliştirilen bu yöntem ilk olarak migren tedavisi, varis ve genel ağrı rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Günümüzde mezoterapi, en sık tercih edilen ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemlerinden biridir. Mezoterapinin anavatını olan Fransa’da her yıl on binlerce kişi bu uygulamayı tercih etmektedir. Uygulamada 2-6 mm uzunluğundaki çok ince iğneler kullanılır. Her cilt tipi mezoterapi için uygundur. Güvenilir bir uygulamadır. Uygulama, direkt sorun olan bölgeye yapıldığı için çok düşük dozlar kullanılmaktadır. Bundan dolayı etkinliğinin yüksek olması yanında, alerji riski ,ilaç etkileşimi riski ve önemli bir yan etki görülme riski düşüktür. İşlemden sonra rutin hayatınıza ya da işinize dönebilirsiniz.
Makyaj ve kirden arındırılmış temiz cilde öncelikle ağrının hissedilmemesi için lokal anestezik krem uygulanır. Lokal anestezinin etkisini göstermesi için yaklaşık 30 dakika beklenir. Bu adımdan sonra yüze mikro boyuttaki iğneler vasıtasıyla cilt gençleştirici ilaçlar zerk edilir. Bu ilaçların kullanım miktarı ve içerikleri kişinin talebininin yanı sıra cildin genel durumu gözetilerek değişmektedir. Birçok markanın farklı mezoterapi ürünü vardır ve bunların içerikleri birbirinden farklıdır.
Cildin sıkılaşması ve genel kalitesinin arttırılması, Yüzeysel kırışıklıkların yumuşatılması ve yeni kırışıklık oluşum hızının azaltılması, Cilt lekelerinin azalması, Sigara ve olumsuz yaşam koşullarıyla oluşan solgun ve yıpranmış cildin yenilenmesi, Selülit görünümünün azaltılması şeklindedir.
Mezoterapi seanslarından önce ve sonra aspirin gibi kanı sulandıran ilaçlar kullanılmamalıdır. Mezoterapi seansından sonra, uygulama yapılan bölgeye yaklaşık 10-15 saat su değdirilmemelidir. Kot, dar pantolon gibi vücudu saran pantolonlar giyilmemesi tavsiye edilir. Mezoterapi seanslarından sonra 48 saat zorlu hareketler, 10-15 saat banyo ve makyaj yapılmamalıdır.